Covid-19 salgınına karşı insanlığın sahip olduğu en büyük silahlardan birisi olan mRNA aşısını geliştiren BionTech gibi kanser aşısı üzerinde uzun yıllardır çalışan pek çok şirket ve bağımsız laboratuvar var. Kansere karşı geliştirilen aşılar arasında hastalığı mRNA yoluyla, yani genetik olarak hedef alan aşılar başı çekse de elde bir koz daha bulunuyor: Modifiye edilmiş çiçek virüsü.
Kanser hücrelerine girerek kendini kopyalamaya çalışan modifiye edilmiş çiçek virüsü, insan bedenini değil kanserli bölgeyi hedef alıyor. Enfekte olan kanser hücreleri patlıyor, antijen görevi gören binlerce virüs serbest kalıyor ve enfekte olmuş kanserli bölgeye saldırması için bağışıklık sistemini alarma geçirilmiş oluyor.
Aşı için modifiye edilen çiçek virüsü, kansere karşı insan bağışıklığını harekete geçiriyor:
Vaxinia (CF33-hNIS) adındaki modifiye çiçek virüslü kanser aşısı, ABD’li kanser araştırma merkezi City Of Hope ve Avustralya merkezli biyoteknoloji şirketi Imugene tarafından geliştirildi. Aşının temel hedefi; kanser sebebiyle giderek zayıflayan bağışıklık sistemini uyarmak ve harekete geçirmek. Bir başka deyişle çalışma sistemi açısından diğer modifiye edilmiş vektör aşılarından farkı yok. Ancak araştırmacıları en çok zorlayan kısım, aşı için virüsün modifiye edilip hayvanlar üzerinde pozitif sonuç alabildikleri aşamalar olmuş gibi görünüyor.
Virüslü kanser aşısı ilk kez insanlara uygulandı:
Klinik bir araştırma sürecinde olunması sebebiyle aşının uygulandığı ilk gönüllü hastalara dair herhangi bir bilgi paylaşılmıyor, ancak baş araştırmacı ve City of Hope’da görev yapan Onkolog Dr. Daneng Li, “Aşının hastalarımız için durumu iyileştirme potansiyeli olduğuna inanıyoruz. Önceki araştırmalarımız; onkolojik virüslerin, bağışıklık sistemini kansere karşı harekete geçilmesi için uyardığını göstermişti.” açıklamasında bulundu.
Kanser hastası 100 kişiye uygulanacak:
İleri tümörleri olan ve en az iki kez standart tedavi yöntemlerini reddetmiş hastalara odaklanılan test aşamasında aşının, 100 katılımcıya uygulanması bekleniyor. Hastalar test aşamasına gönüllü olarak katılıyorlar.
Eğer ilk sonuçlar başarılı olursa, aşı hemen piyasaya sürülmeyecek. Günümüzde kanserin tedavisi için kullanılan ilaçlarla nasıl eşleştiği araştırılacak. Ayrıca aşının hedeflenen tümörü ne kadar, ne ölçüde küçülttüğüne dair değerlendirmeler yapılacak. Açıklanan bilgilere göre tüm klinik testler ve yan araştırmaların tamamlanması için 2 yıllık süreye ihtiyaç var.