Engelli bebekleri ölüme mi terk ettiler? Roma’nın ‘karanlık yüzü’ sarsılıyor

Betül Yasemin Kökbek / Milliyet.com.tr – Antik Roma, hukuk sistemi, mühendislik harikaları ve toplumsal düzeniyle modern uygarlığın temellerinden biri olarak görülse de, dönemin sosyal yaşamında bugün büyük tepki toplayacak uygulamaların da olduğu biliniyor. Buna verilebilecek en çarpıcı örneklerden bir tanesi ise doğuştan engelli bebeklerin aileleri tarafından terk edilmesine dayanan ‘expositio’ geleneğiydi. Yeni araştırmalar ve arkeolojik bulgular, Roma toplumunun engelli bireylere bakışının sanılandan çok daha karmaşık olduğunu ve bugüne dek konuşulanların seyrini değiştirecek bazı bulguları ortaya çıkardı. Antik Roma’da engelli doğan çocuklar gerçekten terk mi ediliyordu? görükle escort

ENGELLİ DOĞAN BEBEKLERİ TOPLUMUN DIŞINDA MI TUTUYORLARDI?

Roma toplumda var olan sistemin sağlıklı bir şekilde ilerleyebilmesi için bir dizi kurallar uygulanıyordu. Roma’da aile kurumunun içinde aile reisi olarak kabul edilen pater familias da bu kurallardan bir tanesiydi. Pater familias, Antik Roma’da bir ailenin en yaşlı erkek üyesine verilen isimdi ve bu kişi aile içinde mutlak otorite sahibi olarak kabul edilirdi. Pater familias’ı tarih boyunca en popüler kılan özelliklerinden bir tanesi ise Antik Roma’da doğan bebeklerinin kaderinin bu otoritenin ellerinde olmasıydı. Antik Roma kurallarına göre yeni doğan her çocuğun yaşamına devam edip etmeyeceğine karar verme hakkı ‘pater familias’a aitti. Yeni doğanın bedensel ya da zihinsel olarak engelinin olması durumunda, bazı aileler bebeği şehir dışındaki boş alanlara, çöplüklere veya tapınak yakınlarına terk etmeyi tercih ediyordu. Bu terk etme haline ise ‘Expositio’ adı veriliyordu ve bu; resmi bir infaz yöntemi olmasa da, birçok bebek için ölümle sonuçlanan bir toplumsal dışlama biçimiydi.

Antik Roma’nın en tartışmalı uygulamalarından bir tanesi olan ‘expositio’ bazı tarihçilere göre Roma’nın her bölgesinde ve her sınıfında yaygın değildi. Yapılan araştırmalar ve arkeolojik kayıtlara göre imparatorluğun özellikle Anadolu gibi daha kırsal eyaletlerinde aileler engelli çocuklarını terk etmeye daha az eğilimliydi. Ancak yıllar içerisinde yapılan arkeolojik çalışmalarda bu bölgelerde bulunan mezarlarda engelli bireylerin erişkin yaşlara kadar yaşadıklarını gösteren kemik kalıntıları, toplulukların daha kapsayıcı bir yaklaşım benimsediği ortaya çıktı. Son zamanlarda artan araştırmalar Antik Roma’da engelli doğan çocukların ölüme terk edilmesine dair olan inancı kökten sarsacak bazı gerçekleri ortaya çıkardı. Arkeolojik kanıtlar, tarihsel gerçekliğin ardında yatanı ortaya çıkarmaya odaklandı. Güneybatı Bulgaristan’daki bir Roma kentinde bulunan iskeletlerin, vatandaşların engelli insanların depremden kaçmasına nasıl yardım ettiğini göstermesinden, engelli bebeklerin cenazelerine kadar birçok yeni kalıntı bulundu ve açıkçası bu durum kafaları karıştırdı. bursa eve gelen escort

Engelli olduğu düşünülen bireyin elmacık kemiklerindeki asimetri

YENİ KEŞİF, BİLİNENLERİ SARSTI

Güneybatı Bulgaristan’daki Roma kenti Herakleia Sintica’daki depremzedelerle ilgili kazılara ilişkin yakın zamanda yayınlanan bir raporda toplum üyelerinin kriz zamanlarında engelli insanları terk etmek yerine, tehlikeli durumlarla tek başlarına başa çıkamayacak durumda olan kişileri kurtarmak için aktif olarak çalıştıklarını ortaya koydu. Arkeolojik Bilimler Dergisi’nde yayınlanan ve Bulgar bilim insanları Viktoria Russeva ve Lyuba Manoilova tarafından kaleme alınan çalışmada, M.S 4. yüzyılda meydana gelen bir deprem sırasında sarnıçlarda mahsur kalan altı kişinin kalıntıları incelendi.

Kazı çalışmasının ardından incelenen buluntularda kısmen sağlam olan insan kalıntılarının antropolojik analizi, ölen bireylerin bazılarında doğuştan malformasyon (doğum sırasında ortaya çıkan yapısal anomaliler veya gelişim bozuklukları) olduğunu ortaya koydu. Osteobiyografik rekonstrüksiyon yöntemlerini kullanan uzmanlar, tüm bireylerin ‘muhtemelen erkek cinsiyetinde’ olduğunu belirledi. Bireylerden ikisi daha gençti (18-20 yaşlarında), geri kalanı ise daha yaşlıydı.

Antropolojik incelemede genç bireylerden birinin ‘ciddi bir rahatsızlıktan muzdarip olduğunu’ düşündüler. Sarnıçta mahsur kalan diğer bireylerden birinin yarık damaklı olduğu görülüyordu. Genç bireyinin kalıntıları, nadir görülen genetik bir bozukluk olan Apert sendromunu düşündüren ‘çeşitli patolojik özellikler’ ortaya koydu. Apert sendromu, kafatasındaki eklemlerin erken kapanmasına yüz, ayak ve ellerde atipik kemik oluşumuna neden olur. Bu farklılıklar doğumdan itibaren belirgindir ve beslenme, nefes alma zorluklarına, olası işitme sorunlarına, konuşma engellerine ve hatta körlüğe yol açmış olabilirdi. Her bakımdan engelli olduğu kanıtlanan bu kişinin toplum dışında tutulmadığı tespit edildi. Arkeolojik kazının yapıldığı sarnıçtaki kalıntıların konumu araştırmacılara bu küçük grubun depremden kaçmaya çalışırken öldüğünü düşündürdü. Sarnıçta bulunan diğer depremzedelerden birinin, engelli kişiye eşlik edip felaketten sağ çıkmasına yardım etmeye çalışıyor olmasının mümkün olduğunu düşündüler. Çalışma yalnızca küçük bir örneklem grubunu ele alsa da elde edilen bu bulgu Antik Roma’da engelli insanların expositio uygulamasına kurban gitmediğinin bir örneği olabilirdi. bursa escort bayan

Güneybatı Bulgaristan’daki Roma kenti Herakleia Sintica’da bulunan kalıntılar

Tarihsel kayıtlara göre yetişkin engellilerin Roma toplumundaki yeri de sanılandan daha çeşitliydi. Bedensel engeli olan birçok bireyin zanaatkâr, müzisyen, pazar satıcısı gibi işlerde çalıştığı, hatta bazı görme engellilerin dönemin inanç sistemlerinde kahin veya büyücü olarak kabul edildiği de biliniyor. Ancak yine de bedensel engelli bireyler toplum içinde çeşitli ön yargılara maruz kalıyordu. Dönemin düşünürleri bile konuya farklı açılardan yaklaşıyordu. Bazı filozoflar ağır engelli bebeklerin yaşatılmaması gerektiğini savunurken; bazı Roma hukukçuları engelli bireylerin miras ve vatandaşlık haklarını tanıyan düzenlemeler yapılması gerektiğini savunuyordu. Bu durum, Roma toplumunda engellilik algısının tek bir bakış açısına indirgenemeyeceğinin de en büyük kanıtıydı.

BEBEKLERİ YAŞATMAK İÇİN ELLERİNDEN GELENİ YAPIYORLARDI!

2021’de Hesperia’da yayınlanan bir makalede Debby Sneed, Antik Yunan ebeveynlerin, ebelerin ve doktorların, doğuştan ve fiziksel engellerle doğan bebeklere yardımcı olmak ve onları yaşatabilmek için çalışmalar yaptığının kanıtlandığını söyledi. Sneed, bebek kalıntıları üzerinde yapılan kazılardan elde edilen kanıtlara işaret ederek, engelli bebeklerin terk edilmek yerine doğal nedenlerle ölene kadar bakıldığını ortaya koydu.

Bugüne dek elde edilen bulgular Antik Roma’da bebekleri öldürme ve onları ölüme terk etmenin çok yaygın bir durum olmadığını gösteriyordu. Bazı bebekler doğumdan itibaren -diğer toplumlarda olduğu gibi- bu tür durumlara maruz kalıyordu. Antik filozoflar kendi fiziksel mükemmellik anlayışlarına büyük önem veriyorlardı. Hatta Platon ve Aristoteles gibi bazı filozofların engelliliğin var olmadığı hayali toplumlar hakkında yazdıkları da biliniyor. Ancak pratikte ve gerçek dünyada, engelli çocuklar yetişkinliğe kadar büyütüldüğüne inanılıyor.

Bulgaristan’daki son keşif, hem doğumda gözle görülür şekilde farklı olan bir bebeğin yetişkinlik boyunca ailesi tarafından desteklendiğini hem de Roma dünyasında felaket anlarında bazı insanların engelli aile üyelerine ve komşularına yardım etmeye devam ettiğini gösteriyor. Bir doğal felaket anında sarnıçta kaldığı düşünülen grubun, engelliliği nedeniyle aralarında bulunan kişiyi terk etmek yerine onu korudukları görüldü.

Uzmanlar, Antik Roma’daki engellilik pratiklerini anlamanın bugün hâlâ önemli olduğuna dikkat çekiyor. Arkeolog ve tarihçi Dr. Eleni Marcus, “Bu uygulamalar bize, engelliliğe yönelik bakışın tarihsel süreçte nasıl şekillendiğini gösteriyor. Engelli bireylere yönelik ayrımcılık yeni değil; ancak bazı dönemlerde toplumların beklenenden daha kapsayıcı olduğunu da görüyoruz” diyerek durumun hala derin araştırmalara ihtiyaç duyduğunun altını çizdi.

Author: Admin

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir